DSÖ’nün maymun çiçeği virüsü için acil durum çağrısında bulunması dünya genelinde paniğe neden oldu. Genelde 2-4 haftada kendiliğinden geçmesi beklenen hastalığın belirtileri arasında ateş, baş ağrısı, yorgunluk, lenf bezlerinde şişlik ve cilt döküntüleri var. Adının aksine maymunlardan daha çok sincap, sıçan, fare gibi kemirgenlerde bulunan ve onlardan insana geçen hastalık, ayrıca virüsle kirlenmiş eşyalarla yakın temas sonucunda bulaşıyor.
Dünya genelinde 524 kişinin ölümüne yol açan maymun çiçeği hastalığıyla ilgili vaka sayısı her geçen gün artıyor. Bu yıl bildirilen vaka sayısı ise 14 binden fazla. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) yaptığı son açıklamada, maymun çiçeği virüsünün uluslararası önem arz eden bir halk sağlığı acil durumu olduğunu söyledi.
Dün medya kuruluşlarının Ankara temsilcileriyle bir araya gelen Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu da konuyla ilgili bir açıklamada bulundu. Memişoğlu, “Maymun çiçeği ve COVID-19 ile ilgili gelişmeleri takip ediyoruz. Ancak şu anda herhangi bir alarm durumumuz söz konusu değil” ifadelerini kullandı.
İşte DSÖ’nün uyarısı sonrası dünyayı paniğe sürükleyen hastalıkla ilgili bilgiler:
Maymun çiçeği yeni bir hastalık mı?
1958’de maymunlarda tespit edildikten sonra insanlarda ilk olgu 1970’te Kongo
Demokratik Cumhuriyeti’nde görüldü. 1958’de araştırma laboratuvarındaki maymunlarda çiçek benzeri bir salgın yapınca farkına varılan hastalık bu nedenle “maymun çiçeği” adını aldı.
Başta Nijerya ve Kongo Demokratik Cumhuriyeti olmak üzere, Orta ve Batı Afrika’daki tropikal yağmur ormanlarının bulunduğu 11 ülkede görülen hastalığın sıklığı tam olarak bilinmiyor. Afrika’da her yıl birkaç yüz vaka olduğu tahmin ediliyor. Hastalık zaman zaman Afrika kıtasından enfekte hayvanlar veya insanlar aracılığıyla diğer kıtalara taşınıyor, fakat buralarda az sayıda insanın etkilendiği ve bölgesel vaka kümelenmeleri görülüyor.