Yetkin Dikinciler, George Orwell’in en önemli eserleri arasında yer alan 1984’ü seslendirdi.

George Orwell’ın baş yapıtlarından biri olan 1984’ü ünlü oyuncu Yetkin Dikinciler seslendirdi Can Yayınları tarafından Celâl Üster çevirisiyle yayımlanan 1984’te, bireyselliğin yok edildiği, zihnin kontrol altına alındığı, insanların makineleşmiş kitlelere dönüştürüldüğü totaliter bir dünya düzeni, inanılmaz bir hayal gücüyle, en ince ayrıntısına kadar kurgulanıyor. 1984, geçmişte ve günümüzde dünya sahnesinde tezgâhlanan oyunlar düşünüldüğünde, ütopik olduğu kadar oldukça gerçekçi bir roman. Yetkin Dikinciler, seslendirmeyle ilgili görüşlerini paylaştı ve; ‘Eser, deyim yerindeyse ‘sarsıcı’, hatta adeta ‘zihnimi ve ruhumu silkeledi’ desem, abartmış olmam. Aslında, “ben böyle düşünüyorum” dediğimizde, varsaydığımız, zannettiğimiz bir “ben”den bahsediyor…

Bugün KÜLTÜR SANAT 

George Orwell’ın baş yapıtlarından biri olan 1984’ü ünlü oyuncu Yetkin Dikinciler seslendirdi

Can Yayınları tarafından Celâl Üster çevirisiyle yayımlanan 1984’te, bireyselliğin yok edildiği, zihnin kontrol altına alındığı, insanların makineleşmiş kitlelere dönüştürüldüğü totaliter bir dünya düzeni, inanılmaz bir hayal gücüyle, en ince ayrıntısına kadar kurgulanıyor. 1984, geçmişte ve günümüzde dünya sahnesinde tezgâhlanan oyunlar düşünüldüğünde, ütopik olduğu kadar oldukça gerçekçi bir roman.

Yetkin Dikinciler, seslendirmeyle ilgili görüşlerini paylaştı ve; ‘Eser, deyim yerindeyse ‘sarsıcı’, hatta adeta ‘zihnimi ve ruhumu silkeledi’ desem, abartmış olmam. Aslında, “ben böyle düşünüyorum” dediğimizde, varsaydığımız, zannettiğimiz bir “ben”den bahsediyor olabileceğimiz kuşkusunu, ürpertisini düşürüveriyor içimize. İçimiz, ne kadar içimizse tabii. Herkesin kendimiz gibi olmasını beklediğimiz, bencil iç dünyamızda, hakikatte kendimizin “herkes” gibi olmaya başlaması. Rahat, konforlu ve en önemlisi yasal. Herkes, herkesin, herkesleşmesini istiyor gibi. İşte, bu hissedişlerle okudum “1984”ü. Dil insanda yaşar. Doğru, ama insan, dilde yaşamaya başlıyor, hatta, konuştuğu dil kadar yaşıyor, düşünüyor. Herkes, anlamın değil, “aynı şeyi anlamanın” peşinde. Bu eseri seslendirirken, bana var olduğunu zannettiğim “ben”i unutturan Orwell’a, onun “yazdıklarımı unut, kendini herkesleşmeden oku” diyen “kardeşliğine” sadakat yegâne amacım oldu. “Her”kese, iyi dinlemeler.’ dedi.

 

Kaynak: Zirve Haber Ajansı [ZHA]

Önerilen Haberler

Leave a Comment