Yavuz Bingöl: Cumhurbaşkanı sözde değil milletin sözündedir, kör olanın gözündedir

Sanatçı Yavuz Bingöl, 24 TV’de yayınlanan Arafta Sorular programında, Star yazarı Esra Elönü’nün sorularını yanıtladı Sanatçı Yavuz Bingöl, 24 TV‘de yayınlanan Arafta Sorular programında, Star yazarı Esra Elönü‘nün sorularını yanıtladı. Bingöl, ‘Yüzde 52 ile seçilmiş bir Cumhurbaşkanı’na sözde Cumhurbaşkanı denmemesi gerekir. Karşılığı da yok ki. Çünkü gerçekten sözde değil, milletin sözündedir, kör olanın gözündedir.’ dedi. 24TV’de, Star yazarı Esra Elönü moderatörlüğünde yayınlanan Arafta Sorular programının bu haftaki konuğu, Sanatçı Yavuz Bingöl oldu… ‘Sözde Cumhurbaşkanı’ şeklinde ifadelere tepki gösteren Bingöl, ‘Cumhurbaşkanı milletin sözündedir, kör olanın gözündedir.’ dedi. “İYİLİK VE GÜZELLİK DÖNGÜSÜNDE DÖNEN BİRİSİYİM. HAYATIM BOYUNCA BÖYLE…

Bugün MAGAZİN 

Sanatçı Yavuz Bingöl, 24 TV’de yayınlanan Arafta Sorular programında, Star yazarı Esra Elönü’nün sorularını yanıtladı

Sanatçı Yavuz Bingöl24 TV‘de yayınlanan Arafta Sorular programında, Star yazarı Esra Elönü‘nün sorularını yanıtladı. Bingöl, ‘Yüzde 52 ile seçilmiş bir Cumhurbaşkanı’na sözde Cumhurbaşkanı denmemesi gerekir. Karşılığı da yok ki. Çünkü gerçekten sözde değil, milletin sözündedir, kör olanın gözündedir.’ dedi.

24TV’de, Star yazarı Esra Elönü moderatörlüğünde yayınlanan Arafta Sorular programının bu haftaki konuğu, Sanatçı Yavuz Bingöl oldu…

‘Sözde Cumhurbaşkanı’ şeklinde ifadelere tepki gösteren Bingöl, ‘Cumhurbaşkanı milletin sözündedir, kör olanın gözündedir.’ dedi.

“İYİLİK VE GÜZELLİK DÖNGÜSÜNDE DÖNEN BİRİSİYİM. HAYATIM BOYUNCA BÖYLE OLDUM.”

Esra Elönü: Yavuz Bingöl Arafta mı?

Yavuz Bingöl: Her daim. İnsanoğlu her daim Arafta olmalı, sevaplarıyla günahlarıyla. yerle gök arası yalan biliyorsunuz.

İyi ve güzele doğru yaptığım her şeyde kendimi özgür kılıyorum, özgür düşünüyorum. Çünkü kötülüğün çok olduğu bir Dünyada yaşıyoruz. Çok acı var. O açıdan ne kadar çok iyilik ve güzellik üzerine İnsanoğlu düşünürse ve prtaikte de hayata geçirdiği iyi ve güzel şeyler olursa o anlamda da kendimi sonsuz güçlü ve iyi hissediyorum. O açıdan özgür görüyorum kendimi.

İyilik ve güzellik döngüsünde dönen birisiyim. Hayatım boyunca böyle oldum.

 

“ASKER BİR BABANIN OĞLUYUM. 7 YAŞIMA KADAR ASKER OLMAYI ÇOK İSTİYORDUM.”

 

Asker bir babanın oğluyum. 7 yaşıma kadar asker olmayı çok istiyordum. Annem 7 yaşında kucağıma sazı verince ilk temasta Aşık Veysel’i keşfettim. 7 yaşından beri bağlama çalıyorum. İlk öğrendiğim türkü “Uzun İnce Bir Yoldayım” dır. İlk Aşık Veysel’le tanıştım. O enstrümana olan ilk temas benim hayatımın değiştirdi.

Bu mesleği yaparken herkesten çok destek gördüm.

Esra Elönü: O ilk basamak çok önemlidir. O ilk iyiliği kimden gördünüz?

Yavuz Bingöl: Annem tabiki. Annem bizi güzel yetiştirdi, Allah kendisine ömür versin. Dünyada iki türlü insan var derdi iyi insan ve kötü insan. Siz iyi insan olacaksınız derdi. O açıdan ayağıma çöp batmadı, hiç çelme yemedim. Dostlarımdan, yakın çevremden hiç ihanet görmedim. Sırttan hançerlenmedim.

İyi olalım iyi düşünelim, memleketinde buna ihtiyacı var.

“SANATIN VE MÜZİĞİN, KUVVETLİ DOKUNDUĞU YERLERDE HOŞGÖRÜ ORTAYA ÇIKIYOR.”

Esra Elönü: Hepimiz mesela linçe uğruyoruz, linç bağışıklığımız da yüksek. Mesela benim yüksek sizin de öyle mi bilemiyorum. Ne düşünüyorsunuz. Linç yediğinizde ilk aklınıza gelen şey nedir? Biraz önce program başında çok güzel bir şey söylediniz. Benim o zamanlarda gerçekten galiba daha iyi bir toplum dediniz bu söylemleri 10 yıl önce söyleseydin İşte o ilk zamanlarda bu kadar tepki alır mıydınız?

Yavuz Bingöl: Linç durumu biraz sosyal medya ile ortaya çıkan bir şey. Sosyal medyada daha çok yapılan bir şey. Eskiden insanların, Anadolu’nun farklı yerlerinde yaşayan insanların ne düşündüğünü nereden bileceğiz. Sosyal medyada insanlar yazıp çizdiği için oradan ortaya çıktı. Kendisi gibi düşünmeyen kendisi gibi giyinmeyen kendisi gibi bakmayan farklı düşüncelere sahip insanlara karşı eskiden bu kadar tepki yoktu. Sosyal medya ile bu daha hoyratça, kırarak dökerek yapılıyor.

…Sanatın ve müziğinin kuvvetli dokunduğu yerlerde hoşgörü ortaya çıkıyor. Birbirimize belirli demokrasi yani o özgürlük denen nezaket denen kurallar çerçevesinde yaklaşsak sosyal medya da bu kadar ağır eleştiriler ağır hakaretler olmaz.

 

“İYİ YAPTIKLARI BIR ŞEYE İYİ DEMEZSEK, KÖTÜNÜN KÖTÜ OLDUĞU NASIL ORTAYA ÇIKACAK?”

Esra Elönü: Türkiye’nin en güzide sanatçılarından birtanesisiniz, Yavuz Bingölsünüz. Siz neden muhalifsiniz? Tırnak içinde söylüyorum.

Yavuz Bingöl: Ülkenin birliği için, Ülkenin yararına, çıkarına olan şeylerde muhaliflik felan kalmıyor. En azından ben öyle davranamıyorum. Muhaiflik şöyle olmuyor mesela iktidarın yaptığı her şeye kötü demek muhaliflik demek olmuyor. İktidarın iyi yaptığı bir şey yok mu? İyi yaptıkları bir şeye iyi demezsek, kötünün kötü olduğu nasıl ortaya çıkacak?

Sanatçı kendi yaptığına bile muhaliftir.

“MEMLEKETİN DİK DURUŞU VE POLİTİKASI BÖYLE OLMASAYDI, BİZ DE SURİYE YA DA IRAK GİBİ PARÇALANMIŞ, BÖLÜNMÜŞ OLABİLİRDİK.”

Yavuz Bingöl: Memleketin dik duruşu ve politikası böyle olmasaydı, biz de Suriye ya da Irak gibi parçalanmış, bölünmüş olabilirdik. Ama birde tabi bizim toplumun çok sağlam bir yapısıda var. Çok denendi bu oyunlar. İçimizden Fetö diye bir grup, ülke düşmanı bir grup çıkmış. Bunu yani onların yaptıkları az buz şeyler değil son 40 yılın 50 yılın hesabını veriyorlar şimdi yargı karşısında. O kadar çok şey yapmışlar ki. Devleti suçladığımız bir çok şeyin bile onların yaptığı ortaya çıkıyor mesela.

“…seçilmiş bir Cumhurbaşkanına sözde Cumhurbaşkanı denmemesi gerekir diye düşünüyorum. Karşılığı da yok ki. Çünkü gerçekten sözde değil ki. Milletin sözündedir, kör olanın gözündedir.”

 

Esra Elönü: Bir taraftan sizin söylediklerinizi düşünüyorum bir taraftan da gerçekten anlayamıyorum. Benim bu genetik muhaliflik meselesinden ziyade bir başka bir düşmanlık var. Bunun varlığını kabul edemiyor kafam.

Bir söz söylüyoruz ve ertesi gün ne söyleyecekler acaba diye bekliyoruz. Ama şöyle bir şey olsaydı Sayın Cumhurbaşkanımıza daha takdir eden bir cümle kurulsaydıda o zaman şöyle olacaktı sanatçı muhalif olmalıdır.

Yavuz Bingöl: Olur mu öyle şey. Ben CHP Genel Başkanı hakkında da kötü bir şey söylemem ki o bir kere insanlık dışı, saygısızlığa giriyor.  Devletin başı şu anda Sayın Cumhurbaşkanı %52 oyla seçilmiş, seçilmiş bir Cumhurbaşkanımız var bizim. Mesela “Sözde Cumhurbaşkanı” dedi ya, bunlar siyasetin söylenmiş olsa bile böyle şeyler toplumu zedeler. Her partinin bir yandaşı var çünkü. Türkiyedeki partilere gönül vermiş insanlar var.

O insanların arasını biraz zedeliyor. Senn13 – 15 tane seçim kazanmış %52yle seçilmiş bir Cumhurbaşkanına sözde Cumhurbaşkanı denmemesi gerekir diye düşünüyorum. Karşılığı da yok ki. Çünkü gerçekten sözde değil ki. Milletin sözündedir, kör olanın gözündedir.

 

 “İNSAN ÜLKESİNE, TOPRAĞINA, MİLLETİNDEN YANA TAVIR KOYAN İNSANA YANDAŞ DEMEZ.”

 

Esra Elönü: Sanatçının bu topraklarda olan devrimi herhangi bir siyasi prezantasyon için kalmadan söylediğinde uğradığı linç normal bir şey mi?

Yavuz Bingöl: Değil. Yani bir insanın kalbine gönlüne girdiğiniz zaman o insan sizin fikrinize ya da siyasi düşüncenize bakmıyor. Söylediğiniz türkünün güzelliğine, çaldığın saza ya da çevirdiğiniz filmdeki becerinize bakıyor. Bir insanın kalbine girmek yaptığınız yetenek ile ilgisi var. Biz siyasetçi değiliz. Ben 40 yıldır müzik yapıyorum. Yaptığım işle var olmuşum. Ve insanların kalbine gönlüne giriyorsunuz. Tabii ki herkesin bir siyasi tercihi var. Bir oyu var. Bunu seçimde veriyorlar. Her sanatçıyı götürüp bir yere monte etmişler. Ben öyle bakmıyorum. Ben insanlara sağcı veya solcu diye ideolojik bakmadım. Politikamı da öyle yapmadım. Yani bazen öyle bir siyasetçi olabilir miyim veya sıkı bir solcu olabilir miyim diye baktığım dönemler oldu. Bir de baktım ki; bu işler bana göre değil. İnsanların kalbini ve vicdanını harekete geçirdiğiniz zaman o gözlükle bakmıyorsunuz insanlara. Yani ülkesinden, toprağından, milletinden yana tavır koyan insana yalaka demez, yandaş demez. Yani bunlar hiç hoş durmuyor. Benim o iyi ve güzel çemberimde eriyip gidiyor. Bu memleket bir tane. Ben 45, 50’ye yakın ülke gezdim. Onlarca ülke gördüm. Bu ülke kadar güzel, bu ülkede yaşayan insanlar kadar güzel millet yok. Bu ülkenin iyi olması, güzel olması, iyi yönetilmesi, çevresinde güçlü ve dik durması siyasi bir örgü ile konuşularak eleştirilmesi ya da siyaset malzemesi yapılması çok doğru değil. Bence ülke, hepimizin ülkesidir. Bu topraklar, hepimizin topraklarıdır. Burada birlikte birlikte yaşıyoruz. Ülkenin güzel olması, iyi olması, çocuklarımıza güzel bir ülke bırakmak hepimizin çabası olmalı. Ele güne karşı birlik beraberliği göstermemiz lazım.

 

“CUMHURBAŞKANI İLE YAN YANA GÖRÜNEN SANATÇILARIN, YERDEN YERE VURULMASI DOĞRU DEĞİL.”

Esra Elönü: Değerli Sanatçı İbrahim Tatlıses’in programına katılanlara katıldılar diye inanılmaz hakaretler edildi. Hatta gazete olduğunu düşünen bir gazete internet sitesinden çok gariz bir ifadeyle onları haber yaptı.

Yavuz Bingöl: İbrahim Tatlıses bu ülkenin 40 yıldır o elim olay başına gelmeseydi ki hala daha zirvede, okudukça da sesi açılıyor ben izliyorum programlarını. Böyle sesler 100 yılda bir gelir. Cumhurbaşkanımızın yanına, toplantılarına gidiyor diye bir insanın programına böyle yaklaşmak, ne işiniz var orda demek doğru değil. Bunu yapan bir kitle nasıl bir kitle özünde çağdaş, ilerici, düşünce özgürlüğünün geniş olduğu, farklı düşüncelere saygının geliştiği… asıl sözde orası oluyor o zaman. Öyle olmaz.

Cumhurbaşkani ile yan yana görünen sanatçıların, yerden yere vurulması doğru değil.

Kaynak: Zirve Haber Ajansı [ZHA]

Önerilen Haberler

Leave a Comment